Kurtuluş TAYİZ
ABD’nin Ortadoğu’da, özellikle de Suriye’deki planlarını hayata geçirebilmesi için terör örgütü PYD/YGP’ye, uluslararası alanda meşruiyet kazandırması gerekiyor. Suriye’de oyun zaten baştan beri bu temel prensip üzerine kuruldu. 2003’te PYD’yi Kandil’de kuran beş kişiden biri olan -aynı zamanda Abdullah Öcalan’ın da kardeşi- Osman Öcalan, bu örgütü ABD’nin siparişi üzerine kurduklarını açıklamıştı. Ne tesadüftür ki DEAŞ da aynı tarihte kuruldu. ABD’nin şöyle tanıyoruz, böyle terör örgütü olarak görmüyoruz dediği PYD, inkara yer bırakmayacak şekilde Pentagon’un gayrimeşru çocuğudur. Suriye iç savaşı sırasında, hazırladıkları bu örgütü meşru siyasi bir aktöre dönüştürmek için harekete geçtiler.
Anlaşılacağı üzere bütün bu DAEŞ hikayeleri, kafa kesen bu barbar örgüte karşı “kahraman YPG” güzellemelerinin arkasında Ortadoğu’yu yeniden dizayn etme hesapları/planları yatıyordu. Suriye ve Irak’ı kanlı bir kargaşanın içine atan, bu iki ülkenin demografik yapısını değiştiren, güney sınırlarımızda garnizon devlet kurmaya çalışan ve bir terör örgütünden “meşru” siyasi bir hareket çıkarmaya çalışan ABD menşeili çok kapsamlı bir performans izliyoruz yıllardır. Ne yazık ki kanlı ve canlı bir performans bu! Arkasında da ABD Savunma Bakanlığı’nın olduğundan artık kimsenin şüphe etmediği bir merkez bulunmakta.
Bu yüzden Suriye Özel Temsilcisi James Jeffrey’nin “PYD’yi terör örgütü olarak görmüyoruz” açıklamasının Ankara için hiçbir hükmü yok. Hani kazdıkları tuzağa Türkiye’yi düşürebilselerdi, bu sözlerin bir anlamı olabilirdi. Gelinen noktada Türkiye tanımadıktan sonra ne ABD’nin, ne Avrupa’nın tanımasıyla PYD/YPG meşruiyet kazanabilir. ABD politikasının tıkandığı yer tam da burası. Oysa bütün oyunu planlamış, hayata geçirmiş, hayli de yol almışlardı; Tayyip Erdoğan, yılların maliyetine, yatırımını elinin tersiyle ittiği gibi yerle bir etti. Bırakın PYD’yi tanımayı içerideki terör örgütünü bitirdiği gibi Kandil’e, Sincar’a ve Fırat’ın doğusuna kadar dayandı. Batı’daki ve içerideki Tayyip Erdoğan düşmanlığının asıl sebebi budur işte; Türkiye’nin bölünmesine geçit vermediği için Tayyip Erdoğan nefretini körüklediler, körüklüyorlar.
Ama artık bölgede adı Türkiye olan bir oyuncu da var. Cumhurbaşkanlığı sistemiyle birlikte Ankara, bölgede Batı’ya karşı hiç olmadığı kadar güç kazanmıştır. ABD’ye rağmen Irak ve Suriye’de teröre karşı harekete geçebilen, bu coğrafyayı terör örgütüne dar eden ve Pentagon’un planlarını bozabilecek güçte bir Ankara var şu an. ABD’nin PYD/YPG’yi tanıması ya da terör örgütü olarak görmemesi falan bu örgütü meşrulaştırmaya yetmez; Ankara’nın tanımadığı, terör örgütü olarak gördüğü bir yapıyı ne ABD, ne Avrupa kurtarabilir.
Türkiye’nin bu konudaki kararlılığını anlamak için Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın önceki konuyla ilgili yaptığı şu sözlere kulak vermek yeterli: “Terör örgütünün Suriye’deki üyeleriyle kol kola devriye gezerken, Irak’taki elebaşlarını hedef gösterenler bizi kandıracağını sanıyor. Ama hüsrana uğrayacaklar. Yakında Kandil ve Sincar’ı başlarına yıkacağız.”
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları



























Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
15.05.2019
10.05.2019
1.05.2019
22.04.2019
19.04.2019
17.04.2019
15.04.2019
12.04.2019
11.04.2019
8.02.2019